Hazar Denizi geçişlerinde gemi kapasiteleri yetersiz kalması. Ülkeler arasındaki gümrük mevzuatlarının uyumsuz olması. Bakü-Tiflis-Kars tren hattının kapasitesi yetersiz kalırken, mevcut kapasite de belirli firmaların tekelinde kalması. Türkiye’ye gelen blok trenlerdeki yükün mevzuat gereği konteyenerlere aktarılarak yola devam etmesi. Türkiye’nin yurt içi demiryolu altyapısının güçlü olmaması ve OSB’lerle direk bağlantıların sağlanmaması. Uzayan transit sürelerin navlun maliyetini artırması.
SORUNLARA ÇÖZÜM ARAYIŞI SÜRÜYOR
UTİKAD yetkilileri, yaşanan tüm sorunlara rağmen Orta Koridor’dan umudu kesmemek gerektiğinin de altını çiziyor. Çünkü, pandemi ve ardından Rusya-Ukrayna savaşı, küresel ticarette tek bir taşıma moduna ya da rotaya bağlı kalmanın risklerini ortaya koydu. Diğer yandan, AB’nin Yeşil Mutabakatı da tüm dünyada demiryoluna ve intermodala olan ilgiyi artırdı. UTİKAD bu sebeple Orta Koridor’daki sorunların çözümüne yönelik çalışmalarını tüm hızıyla sürdürüyor. Birçok sektör temsilcisi de geleceğin taşıma modunun demiryolu olduğunu her fırsatta vurguluyor.
“Lojistiği arkasına almayan ihracatta başarılı olamayacak”
Ayşem Ulusoy, lojistiğin ülkeler için önemine vurgu yaparak, 2023’te sektöre dair beklentilerini dile getirdi. Ulusoy, "Lojistik sektörüne verilen teşvikler KOBİ’leri kapsayacak şekilde iyi kurgulanmalı ve özellikle Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi önemli bir gündem maddesi sektör olarak önümüzde dururken araç dönüşümleri gibi konularda teşviklerin tüm lojistik sektörünü kapsayacak şekilde ele alınması son derece önemli" diye konuştu. Sektörün gelişimini sağlayacak gerekli altyapı ve mevzuat değişikliklerinin de yapılamasını beklediklerini ifade eden Ulusoy, süreçte lojistik sektöründe insan kaynakları sorununun en önemli gündem maddeleri arasında yer alacağını belirtti. Ulusoy, şoför ihtiyacına ve hem mavi yaka hem de beyaz yaka istihdamına yönelik UTİKAD’ın önemli çalışmalar yapacağı bilgisini vurguladı.
Toplantıda, taşıma organizatörlerinin 2023 beklentileri şöyle sıralandı:
1- Yetki belgesi sayılarında sadeleşmeye gidilmesi.
2- Türkiye'nin lojistik altyapısını destekleyecek yatırımlar yapılması.
3- Demiryolu ağının lojistik merkezlere bağlanmasını sağlayacak altyapı yatırımlarının yapılması.
4- Demiryolu altyapısının güçlendirilmesi.
5- Kesintisiz taşımacılık yapılabilmesinin sağlanması.
6- Transit taşımacılığın geliştirilmesi, sektöre giriş şartlarının ve TİO yeterliliklerinin revize edilmesi.
7- Endüstri 4.0 ve Blockchain teknolojisinin getirdiği olanakların sektöre adaptasyonunun sağlanması. Dijital dünya için farkındalığın geliştirilmesi.
8- Teknolojik yatırımlara ve dijital altyapıya destek verilmesi.
9- Kalkınma Planı'nın ulaştırma ve lojistik sektörü için pozitif ivme sağlaması.
10- Yabancı yatırımların artması.
11- Navlun seviyelerinin normalleşmesi.
12- Sektörün yeşil dönüşümüne dair mevzuat ve uyum çalışmalarının yapılması.
13- E-ticaret ve e-ihracatın artması.
KAYNAK : Aysel YÜCEL – EKONOMİM.COM