2030 stratejisinde birleşme, satın alma ve ortaklıklar kurmanın da gündemde olduğunu belirten Venter, bu kapsamda Türkiye’de fırsatları değerlendirdiklerini söyledi. Venter, “Bize uzmanlık ve yeni beceriler getirebilecek şirketleri satın almak için pazardaki fırsatları sürekli kolluyoruz. Özellikle ölçek üzerine, bir birleşme planımız yok, çünkü erişimimizin yeterince büyük olduğunu düşünüyoruz. Önemli olan uzmanlık ve bu anlamda farklı bir açılım yaratabilecek olan yeni alanlar, yeni kaslar. Güçlendirebileceğimiz yeni kaslara yönelik satın alma ya da yeni bir ortaklık düşünülebilir” dedi.
DHL, 2030 yılına kadar son kilometre dağıtımının yüzde 30’unu karbonsuzlaştırmak istiyor. Şirketin 2050 yılına kadar da karbon nötr şirket olma hedefi var. Venter, bu kapsamda elektrikli araçlar gibi çevreci yatırımları da hızlandırdıklarını söyledi. Şirket, Türkiye’de de çevreci yatırımlarını artıracak.
“Türkiye, en güçlü yeni iş potansiyeline sahip ülke”
Türkiye’nin EMEA’nın en güçlü yeni iş potansiyeline sahip ülkesi olduğunu ifade eden Venter, şunları kaydetti: “Türkiye'de iş yapmak isteyen büyük küresel şirketlerle harika bir potansiyel yeni iş hattımız var. Bu da Türkiye’nin dinamik yapısından, içinde bulunduğu lojistik pazarın ve çok uluslu şirketlerin çok çeşitli yapısından kaynaklanıyor. Ve onların da eğer büyümeyle ilgili bir ajandaları varsa, çok güçlü, dayanıklı ve sürdürülebilir çözümleri olan lojistik hizmet sağlayıcılara ihtiyaçları var. Bu konu gündeme geldiğinde de en güçlü ve global seviyede erişimi en yüksek olan, dijitalleşmesiyle, her türlü otomasyonuyla ve sunabileceği yenilikçi çözümleriyle, DHL Supply Chain Türkiye en ön plana çıkan hizmet sağlayıcı oluyor.”
Türkiye’de yeni depo yatırımları yolda
DHL Supply Chain Türkiye Genel Müdürü Buket Cox, şirketin Türkiye’ye yatırımlarına yönelik ayrıntıları paylaştı. Son olarak Gebze’de iki yeni depo açtıklarını belirten Cox, bu depolardan birinin e-ticaret yapan müşterilerine hizmet vereceğini söyledi. Türkiye’de depolama alanı konusunda arz sıkıntısının devam ettiğini belirten Cox, “Şu anda biz de tam kapasite çalışıyoruz. Yeni müşteriler, yeni fırsatlarla büyümeye devam ediyoruz. Büyük ihtimal önümüzdeki dönemde de yeni depo açılışlarımızın haberini alıyor olacaksınız” dedi. Türkiye’de çeşitliliği yüksek bir müşteri portföyüne sahip olduklarını vurgulayan Cox, altı farklı sektörde 100’ü aşkın müşteriye hizmet verdiklerini ifade etti. Cox, “Bu bizi çok güçlü yapıyor. Farklı sektörlerde sürdürülebilir bir şekilde büyümeye devam edebiliyoruz” dedi. Kontrat lojistiğinde çok uzun soluklu anlaşmalar yaptıklarını belirten Cox, “Ortalama kontrat süremiz 9-10 yıl arasında. Yenileme oranımız da yüzde 99. Esaslı bir güven teşkil edildiği için müşterilerimiz de bizimle uzun soluklu çalışmayı tercih ediyor. Uzun soluklu ilişkilere imza atıyoruz ve bu da bizi çok dayanıklı, güçlü bir iş haline getiriyor” diye konuştu. DHL Supply Chain Türkiye’nin imza attığı başarılara da değinen Cox, şöyle devam etti: “Son iki yılda özellikle Great Place To Work ile çok güzel bir yolculuk yaşıyoruz. Türkiye için iki yıl üst üste kadınlar için en iyi iş yeri seçildik, 1000 ve üstü çalışana sahip şirketler arasında, sektör fark etmeksizin. Biz Great Place To Work’te güven endeksinde dünya skorunu yakaladık, tedarik zincirleri arasında çok yüksek bir skorla. Best Workplaces for Millennials listesinde de DHL Supply Chain Türkiye olarak ilk sırada yer aldık. Yine Great Place To Work tarafından sertifikalandırıldığımız bir süreç bize Türkiye’nin En İyi Lojistik Şirketi olma unvanını da getirdi. Bunlar bizi çok motive ediyor. Daha iyisini yapmaya yönelik çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Çünkü hep söylediğimiz gibi insanı odak noktasına oturtan bir iş yapıyoruz.”
KAYNAK : Aysel YÜCEL – EKONOMİM.COM