Konteyner taşımacılığında faaliyet gösteren ilk 10 şirketin, global kapasitenin yüzde 85’ine sahip olduğunu hatırlatan Kıran, bu durumun yarattığı riskleri şöyle özetledi: “Pandeminin ilk zamanlarında bu şirketlerin ticaret hacimleri tarihi bir şekilde düşmüştü. Büyük zararlar yaşayan bu şirketler küresel ekonomik toparlanma ile yaralarını sardı ve yükselen navlunla birlikte zararlarını kısa sürede kapattı. Geldiğimiz noktada navlunun yükselişi devam etmekle birlikte, bu büyük şirketlerin taşımacılık sektöründe farklı modlar ve hizmetler vermek istediklerini gözlemliyoruz. Şu an için deniz taşımacılığı paydaşlarını tehdit eden bu tekelleşme birçok açıdan risk taşıyor. Tüm taşıma modlarının kontrol edilmesi ve bilgilerin belli merkezlerde toplanması yakın gelecekte Amazon ve Facebook örneğinde yaşadığımız çok daha büyük bir tekelleşme ve bilgi depolamaya yol açabilir. Yine aynı şekilde tedarik zincirinde alternatifsizlik tüm devlet ve şirketler için ciddi riskler barındırıyor” diye konuştu.
Konuşmasında denizciliğin Türkiye’nin olmazsa olmaz sektörlerden biri olduğuna vurgu yapan Kıran, “Denizcilik ülkemiz için olmazsa olmaz sektörlerden birisi. Yaşadığımız olaylar göstermiştir ki, denizcilik can damarımızdır, dışarıyla olan en güçlü bağlantımızdır. Dolayısıyla tüm bu gelişmeleri dikkatlice değerlendirip, devletimizin desteğinde denizciliğimizi büyütmeye yönelik adımları ivedilikle atmamız gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum” dedi.
Konteyner navlunu, 2022’de yüksek kalacak
Navlun piyasasına yönelik de değerlendirme yapan Kıran, “ihracatçı ve ithalatçı için maliyetleri artıran en önemli unsurlardan biri haline gelen konteyner navlunlarının 2023 yılı başına kadar yüksek seviyelerde kalmasının beklendiğini ifade ederek, “Bu dönemde pandemi yarasını saran dünyanın hızlı bir toparlanma ve ticaret hacmi büyümesine geleceği, taşımacılık için talebin arzdan fazla olacağı öngörülüyor. 2023 başından itibaren yeni konteyner gemilerinin teslim edilmesi sonucu arzdaki artış ile konteyner taşıma fiyatlarında kademeli düşüşleri görebileceğimizi söyleyebiliriz” dedi.
Kuru yük piyasasında yeniden martta olacak
Kuru yük piyasasına yönelik de değerlendirme yapan Kıran, Ekim 2021’de son 15 yılın en yüksek seviyesine ulaşan Baltık Kuru Yük Endeksi’nin (BDI), bu yıl hızlı bir düşüş yaşayarak, 1.400’ler seviyesine gerilediğini hatırlatarak, “Noel dönemi, Çin tatili, Endonezya’nın kömür ihracat yasağı, küresel ekonomik yavaşlama neticesinde yüklerin azalması bu düşüşlerde etkili oldu. Bu piyasada beklentiler Çin tatili sonrasında mart ayı ile beraber yeniden yükselme yaşanacağı yönünde. Sonuç olarak 2022 yılı pandeminin etkilerini yitirdiği, ancak sonuçlarının devam ettiği bir yıl olacak gibi görünüyor” açıklamasını yaptı. 2022 yılının aynı zamanda iklim değişikliği ve küresel ısınma konularının daha çok gündeme geldiği bir yıl olacağını, buna bağlı olarak gemi kaynaklı kirliliklerin miktarının azaltılması yönündeki çalışmaların hızlanacağını belirten Tamer Kıran, bu çalışmaların neticesinde ortaya çıkacak maliyetlerin navlun fiyatlarına ne derece etki edeceğinin izlenmesi gereken ayrı bir konu olacağını vurguladı. Tamer Kıran, DTO bünyesinde başlatılan “Deniz Ticaretinde İklim Değişikliği Tedbirlerinin Türk Sahipli Gemi Filosuna Etki Değerlendirme Analizi” projesinin son safh aya geldiğini, çalışmanın sonuçlarının mart ayı meclis toplantısında sektörle paylaşılacağını bildirdi.
TİM Lojistik Portalı’nda kayıtlı firma sayısı bin 300’ü aştı
TİM Başkan Vekili Başaran Bayrak, meclis toplantısında, pandemiyle birlikte ihracatçıların taşımacılıkta yaşadığı sıkıntıları azaltmak için geçen yıl kurulan Türkiye Lojistik Portalı ile ilgili son verileri paylaştı. Bayrak’ın verdiği bilgilere göre; 1.332 firma portala kayıtlı durumda. Toplamda 3 milyon ton yük ilanı yayınlandı. Bayrak, portalın kâr amacı gütmediğini hatırlatarak, “Sektör paydaşlarının ticaret akışına müdahele etmeden bu hizmeti veriyoruz. Deniz taşımacılığı yapan firmaları, üye olmaya davet ediyoruz” dedi. TİM Başkanı İsmail Gülle de Lojistik Portalı’nın başarılı sonuçlar ortaya koyduğunu vurgulayarak, “Burası Türkiye’nin lojistik motoru. Amacı sadece bu kesime hizmet etmek ve onlara çeşit, rekabet, hizmet avantajını getirmek ve herkesi daha fazla talep, müşteri ve işle buluşturmak amacıyla gerçekleştirdik. Çok da başarılı oldu. Bundan sonraki süreçte daha fazla kullanılmasını arzu ediyoruz” dedi.
İsmail Gülle: İhracat hedeflerine ulaşmak için lojistik yatırımlar artırılmalı
Meclis toplantısında konuşan TİM Başkanı İsmail Gülle, pandemiyle birlikte lojistik sektöründe yaşanan dönüşüme dikkat çekerek, “Lojistikte kartlar yeniden karılıyor. Oyun yeniden kuruluyor. Ticaretin bu kadar önemli olduğu bir dönemde bunu seyretmekle kalmamalıyız. Yoksa bunun faturasını ödeyen taraf olacağız” dedi. Pandemiyle birlikte ticaretteki zincirin kopmasının ilk etkisinin lojistik sektöründe hissedildiğini ve rekor artışlara sahne olan navlunun ihracatçıyı zorladığını hatırlatan Gülle, Türkiye’nin ihracat hedefl eri doğrultusunda taşımacılık alanında da yatırımların artırılması gerektiğini belirterek, “Üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin pandemi sürecinde deniz gücünün sorgulanır hale geldi. Daha fazlasının olması gerektiğini hepimiz gördük. Geçen yıl 175 milyon ton taşıdık. Eğer istediğimiz hedefe gideceksek, taşıyacağımız malın 185 – 190 milyon ton civarında olduğunu görüyoruz. Demek ki lojistikte de ihracata konulan hedefl er bazında da bunları güncellenmeli. Bu nedenle liman kapasitelerimizi artırmalı, gemi filomuzu büyütmeli ve demiryollarını genişletmeliyiz” diye konuştu.