başlamıştır.
- Deprem sonrasında TÜRKLİM olarak ne yaptınız?
Depremin ilk saatlerinden itibaren TÜRKLİM olarak içinde Taşucu’dan İskenderun’a kadar olan bölgede yer alan tüm liman işletmelerimizin, bölgedeki liman başkanlıklarımızın, deniz ticaret odalarının olduğu bir “kriz ve destek masası” kurduk. Bölgeye denizyoluyla da yardımların ulaştırılması için organizasyonlar yapılmaya başlanıldığından hedefimiz tüm limanlarımızı seferber ederek bu destek operasyonlarının kesintisiz ve sıkıntısız yapılmasını sağlamaktı. Bu durum denizyoluyla yapılan büyük çapta bir afet lojistiğinin organizasyonu olduğundan, UTİKAD, UND, Demiryolu Taşımacıları Derneği (DTD) gibi sektörel kuruluşları, bölgeye Ege ve Marmara’daki limanlardan RORO ve gemi seferleri düzenleyen RORO operatörü şirketlerimizle RORO yanaşan limanlarımızı da dahil ederek adeta bu afet lojistiğinin denizyolu tarafında kombine taşımacılığın koordinasyonunu oluşturduk. AFAD ve Denizcilik Genel Müdürlüğü ile koordinasyon halinde lojistiğin birçok kurum, şirket ve operatörüyle etkin bir işbirliği ve koordinasyon halindeyiz. Süreç sıkıntısız ve kesintisiz olarak devam etmektedir. Gemi sayıları her geçen gün artmaktadır.
"YARALILAR TAŞINIYOR"
- Bölgedeki limanlar ne durumda?
Türkiye’de denizyoluyla yükleme ve tahliye yapılabilen 219 adede yakın kıyı tesisi (liman, iskele, dolfen, şamandıra) bulunmaktadır. İskenderun Körfezi ise liman yatırımları ve altyapıları açısından Türkiye’nin son 20 yılda en fazla liman yatırımının yapıldığı, büyük gemilere hizmet edecek şekilde inşa edilmiş modern, ayrıca da ekipman açısından hızlı ve kapasitesi yüksek limanlara sahiptir. İskenderun Limakport’taki yangının söndürülmesine müteakip liman çok hızlı bir şekilde yardım gemilerine ve RORO’lara açılmıştır. İskenderun-Taşucu arasında sadece RORO gemilerinin yanaşmasına uygun RORO iskelesi olan 7-8 limanımız mevcuttur. Yine bölgenin akaryakıt ihtiyaçları açısından baktığımızda İskenderun’dan Mersin’e Türkiye’nin en büyük LPG, petrol ürünleri depolayan depolama terminallerimiz ve limanlarımız da bu bölgelerdedir. Ayrıca depreme müteakip Türk Silahlı Kuvvetlerimizin TCG Bayraktar ve TCG Sancaktar gemileri de düzenli olarak yaralı ve insan taşımalarında, hastane hizmetlerinde bölge limanlarından diğer sahil kentlerindeki limanlara taşımalar yapmaktadır. Yine insani yardımının daha genişletilmesi amacıyla Adana’daki Karataş, Mersin’deki Erdemli gibi balıkçı barınaklarından büyük balıkçı tekneleriyle Hatay, Samandağ’daki Çevlik balıkçı barınağına yiyecek ve su ağırlıklı taşımalar başlamış, bu teknelerimizin dönüşlerinde yaralı ve yolcu taşımaları da devam etmektedir. Başta Marmara ve Ege bölgesindeki limanlarımızdan bölgedeki limanlara RORO ve diğer gemilerle yardımlar (iş makineleri, konteynerler, TIR’lar, ilaç, giyecek ve gıda vb.) ulaştırılmaktadır, gelen tüm gemiler bölgedeki limanlarımızda sorunsuz ve hızlı bir şekilde tahliye edilmektedir. Önümüzdeki günlerde geçici hastane ve konaklama görevlerini de yapacak yolcu gemilerinin de organizasyonları yapılmaktadır. Kısaca bölge limanlarımız var güçleriyle hizmet veriyor.
"AFETTEKİ CAN KAPIMIZDIR"
- Türkiye’de denizyolu ulaştırmasının son durumu nedir?
Denizyolu ulaştırması sadece en çevreci ve en ekonomik bir ulaştırma şekli değil aynı zamanda en sürdürülebilir, aynı anda çok büyük ölçekte taşımalar yapılabilmesi açısından da en stratejik bir ulaşım şeklidir. Üç yanı denizlerle çevrili ülkemizde adalar dahil sahil uzunluğu 8.333 kilometredir. TÜİK’in konuyla ilgili istatistiklerinden de görüldüğü üzere 2021 yılında dış ticaretimizin değer (dolar) olarak ortalama yüzde 60’ı, tonaj (TON) olarak da yüzde 95’i denizyoluyla yapılmaktadır. Dünyada da pandemiyle birlikte tonaj olarak denizyolunun oranı yüzde 95’lere gelmiştir. Diğer ulaşım türlerine göre denizyolunun olağanüstü bir payı bulunmaktadır. Bu açıdan denizyolunun başlangıç ve bitiş noktası olan limanlarımız ülkemizin dış ticaretteki ana üsleri değil yaşanan büyük afetlerde de bir hayat ve can kapılarıdır. Yaşanan bu durum bir kez daha denizyolunun önemini göstermiştir.
KAYNAK: CUMHURİYET