OtomotivHaber Girişi : 02 Nisan 2021 00:54

Ford Otosan, global otomotiv arenasında söz sahibi olmaya devam ediyor.

Ford Otosan, global otomotiv arenasında söz sahibi olmaya devam ediyor.

Türk otomotiv sanayinin öncü şirketi Ford Otosan, Ar-Ge çalışmalarını Avrupa Birliği Çerçeve Programları kapsamında da sürdürerek, Avrupa Birliği araştırma fonlarının ülkemize getirilmesinde önemli katkı sağlıyor.

 Ford Otosan, onlarca aday proje içerisinden mükemmeliyet, etki, uygulama kalitesi ve verimliliği kriterleri ile seçilerek hibe desteği sağlanan projelerin arasında yer bulan 17 farklı projede paydaşları ile birlikte ileri araştırmalarına devam ediyor. Şirkete, bu projelerin Ar-Ge çalışmalarında kullanılmak üzere Avrupa Birliği’nin ilgili fonlarından sağlanan bütçe 7,34 milyon Avro düzeyine ulaşmış durumda.

 İlki 1984 yılında başlatılmış Avrupa Birliği Çerçeve Programları, Avrupa’nın küresel rekabet gücünü korumayı ve birlik üyesi veya birliğe aday ülkeler arasında bilim ve teknoloji politikalarında eşgüdümün sağlanmasını hedefliyor. Programlar, geniş kapsamlı bir bilimsel çerçeve içerisinde Ar-Ge ve inovasyon faaliyetlerini geliştirmek için kurulan özel bir fonlama sistemiyle destekleniyor. Ford Otosan, Ufuk2020 adıyla bilinen ve 2014-2020 yılları arasında başlatılan projeleri kapsayan 8. Çerçeve Programı’nda yürüttüğü proje sayısı ve sağladığı fon büyüklüğü ile bu alanda da Türkiye’nin en önde gelen şirketleri arasında yer alıyor.

 Projeler kapsamında otomotiv dünyasının yeni teknoloji sahaları olarak nitelendirilen otonom araçlar, bağlantılı araçlar ve elektrikli araçlar ile geçmişten bugüne önemini kaybetmeyen bir araştırma sahası olan karbon salınımlarının azaltılması alanlarına ait çok sayıda bilimsel ve teknik problemin ele alındığı Ar-Ge çalışmalarının, şirketin rekabet gücüne önemli katkıları olacağı öngörülüyor.

 İleri kontrol yöntemleri kullanılarak CO2 salınımları azaltıldı

 2016 yılında başlayan ve üç yıl süren OptiTruck, Ford Otosan’ın Ufuk2020 kapsamında tamamlanan ilk projesi oldu. Euro VI emisyon limitlerinin sağlanması kısıtı altında, yakıt tüketimi için mutlak optimum noktası arayan akıllı algoritmaların geliştirilmesi hedefi ile başlatılan projede, üniversitelerden ve otomotiv şirketlerinden toplam 11 ekibin oluşturduğu bir konsorsiyum yapısı ile çalışıldı.

 Ford Otosan, bu proje kapsamında yaptığı çalışmaların yardımıyla kendisinin geliştirdiği teknolojileri, ağır ticari araçlar segmentindeki '2019 Uluslararası Yılın Kamyonu (ITOY) Ödülü' sahibi ürünü F-MAX’de müşterilerine sundu. Şirket proje ile yalnızca yazılım ve kontrol yöntemlerinin bir adım ileriye taşınması ile önemli ölçüde CO2 salınımı azaltılabileceğini de göstermiş oldu.

 TrustVehicle projesi ile ağır ticari araçlar için otomatik geri park fonksiyonu

 Binek araçlarda müşteriye sunulmuş otomatik park etme fonksiyonlarına benzer şekilde, dorseli ağır ticari araçların otonom olarak geri manevra ile park etmesini sağlayan bir sistem, TrustVehicle projesi kapsamında geliştirildi. Karma trafik senaryolarında ve zorlu çevre koşullarında sürücülere destek sağlayan otonom sürüş içerikli teknik çözümleri geliştirmeyi ve bu sayede güvenliği mevcut seviyenin ötesine taşımayı amaçlayan TrustVehicle projesinde Ford Otosan’ın çalıştığı park fonksiyonu, şehir içinde, inşaatlarda, limanlarda ya da dar depolama alanlarında sürücülere büyük kolaylık getirirken yaya güvenliğini de artırıyor. Geliştirilen sistemin yine F-MAX araçları ile müşteriye sunulması planlanıyor.

 LONGRUN projesi ile geliştirilen elektrikli aks sistemleri 

 LONGRUN, Ford Otosan’ın yer aldığı ve ticari araçlarda termal verimin artırılması, CO2 salınımının azaltılması ve egzoz emisyonlarının düşürülmesine yönelik araştırma çalışmalarının yapıldığı bir diğer proje oldu. Alternatif enerji kaynaklarının kullanıldığı hibrit sistemlere özel simülasyon araçlarının da geliştirilmesinin hedeflendiği projede Ford Otosan, ağır ticari vasıtalarda kullanılabilecek yeni nesil bir elektrik tahrikli aks sistemi için Ar-Ge çalışmalarını sürdürüyor. Sistemin, geleceğin ağır ticari vasıtalarının kritik bir bileşeni olacağı düşünülüyor. 2023 yılında sonlanacak proje ile geliştirilen teknolojilerin, özellikle 2025 sonrasında gelecek emisyon sınırlamaları sonrasında daha da önem kazanacağı öngörülüyor.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.