Lojistik firmalarının gelecek birkaç yıl içerisinde büyük dönüşümlere sahne olması beklenirken, lojistik teknolojilerinin de önümüzdeki birkaç yıl içerisinde 100 milyar doların üzerinde yatırım çekmesi bekleniyor. Bu kapsamda 2020-2022 yılları arasında yaşanan gelişmeler incelendiğinde; J.H. Robinson, DHL, Maersk, UPS, FedEx gibi önde gelen lojistik ve kargo şirketlerinin, lojistik teknolojilerine milyarlarca dolarlık dev yatırımlar yapıldığı görülüyor. Bu alanda çalışan birçok şirket de bu nedenle, bünyesinde risk sermayesi şirketleri kurmuş durumda. Hatta WalMart, Ikea gibi dünyanın önde gelen perakende devleri; Shell, BP, Saudi Aramco gibi enerji devleri de bu ligde “startup avcısı” olarak göze çarpıyorlar. Bu kapsamda inovasyonun kaynağı olan startuplar da yoğun mercek altına alınmış durumda.
LOJİSTİK TEKNOLOJİLERİNDEKİ 7 ALAN GELECEK VADEDİYOR
Bu şirketler kurdukları Venture Capital (VC) fonlarıyla, konvansiyonel işlerinin geleceğine değer yaratacak ve yaptıkları işi yarınlara taşıyacak teknoloji şirketlerine yatırım yapmaktalar. Türkiye dahil 11 ülkede faaliyet göstermekte olan ve büyüyen Türk lojistik teknolojisi startupı Tırport ve Avrupa’daki rakipleri Sennder, OnTruck, Forto, Shippeo, InstaFreight ve BAE kökenli rakibi TruKKer ile birlikte lojistik teknolojileri pazarını büyütmeyi sürdürüyorlar.
“Tırport’la 2022’ye Bakış” adlı raporda, lojistik teknolojilerinin dünya genelinde 7 alanda kendini gösterdiğinin üzerinde durulurken, bu 7 alanın mobilite, görünürlük ve dijital filo yönetimi, gömülü lojistik teknolojileri, robotik, depo otomasyonları, tedarik zinciri ve akıllı teslimat teknolojileri, veri analitiği ve otonom sürüş teknolojileri olduğu açıklandı.
YENİ TEKNOLOJİLERDE HIZLI ADAPTASYON VE UYUM ÖNE ÇIKIYOR
Yeni teknolojileri en hızlı şekilde kendine adapte ederek yaygınlaştıran ve iş gücünü bu teknolojiye uyum sağlayacak şekilde geliştirenlerin, sektöründe rekabet avantajına sahip olacağını belirten Tırport Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Akın Arslan; gelişen teknolojilerin sağladığı imkanlar ile kara-deniz-hava-demiryollarını entegre eden intermodal çözümlerin ön plana çıkmaya başladığını söyledi. Son 10 yıl içerisinde ve özellikle pandemi döneminde dünya genelinde intermodal çözümlere olan talebin 10 kattan fazla arttığını söyleyen Arslan, yaşanan tedarik zinciri krizinin etkisiyle, Hazar Denizi üzerinden konteyner hareketinin son 2 yıl içinde 12 kat arttığını belirtti. Yapay zeka destekli çözümler ve hızla gelişen Tırport, Convoy, Sennder, Cogoport, Flexport benzeri dijital platformlar sayesinde rezervasyonun, optimizasyon gücünün ve erişilebilirliğinin çok geliştiğine de vurgu yaptı. Ayrıca yerli ve global yatırımcıların gündeminde yer alan Tırport'un, lojistiğin uçtan uca dijital olarak yönetilmesine imkan sağladığını da dile getirdi.
Pandemi döneminin lojistik sektöründeki dijitalleşmeye hız kattığını belirten Akın Arslan, bu dönemin lojistik alanındaki güncel inovasyon, uçtan uca operasyon yönetimi, gerçek zamanlı konum-tabanlı nakliye raporlaması gibi dönüşümlerin daha hızlı gerçekleşmesini sağladığını ve sektördeki dijitalleşme çalışmalarını birkaç yıl ileri taşıdığını söyledi. Bilinen ve alışık olunan lojistik yönetiminin kökten değişmeye başladığını dile getiren Arslan, Tırport gibi müşterilerine gerçek-zamanlı, konum-tabanlı, akıllı lojistik çözümler üretebilen ve tüm intermodal çözümleri aynı platform içinde destekleyebilen dijital teknolojilerin ön plana çıkmaya devam ettiğini söyledi.