GündemHaber Girişi : 12 Aralık 2019 00:00

“Kanal İstanbul’u kabul etmeyiz ikna olmayız”

“Kanal İstanbul’u kabul etmeyiz ikna olmayız”
Ekrem İmamoğlu, "Bu bir dayatmadır. 1 milyon 150 bin nüfus oluşturuluyor kanalın etrafında. Hani tankerler, gemiler? Yeni bir rant projesi mi? 1,5 milyar küpe yakın hafriyat. Beni kimse ikna edemez kardeşim' dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ocak ayının ilk haftası Kanal İstanbul çalıştayı yapacaklarını belirterek, ‘Ben İstanbul’un coğrafyasının böyle bir değişimi kaldıramayacağını düşünüyorum. Bilimsel gerekçeleri var. Bakın bu bir dayatmadır. 1 milyon 150 bin nüfus oluşturuluyor kanalın etrafında. Hani tankerler, gemiler? Yeni bir rant projesi mi? 1,5 milyar küpe yakın hafriyat. Beni kimse ikna edemez kardeşim’ dedi.

Ekrem İmamoğlu, “Tersane-i Amire”nin 564’üncü Kuruluş yıl dönümünde Haliç Tershanesi’nde düzenlenen Deniz Çalıştayı’na katıldı. Burada lik olarak konuşan Şehir Hatları A.Ş. Genel Müdürü Sinem Dedetaş “Burada olmayı çok önemsiyoruz. Gemilerimizi modernize etmeyi hedefliyoruz. Amacımız tersanede yeni vapurlar inşa etmek. Çevre dostu yeşil gemiler yapmak. Bu sayede Haliç feribotları gibi yeni markalar yaratacağız. İlk odağımız İstanbul’a hizmet etmek. İstanbul halkını ihtiyaçlarını göz önünde bulunduruyoruz. Teknolojinin gücünü kullanacağız. Yolcu memnuniyetini de önemsiyoruz. Turistik gezi hatlarını da planlarımız arasına aldık. Ayrıca çalıştayımızın sonunda gruplar kuracağız ve birlikte şeffaf şekilde çalışacağız. İsteğimiz, bu tarihi kökleri koruyarak gelecek nesillere aktarabilmek” dedi. Ardından kürsüye çıkan İmamoğlu, “Buradaki üretimlerin sonucu ki; Şirketi Hayriye vapurlarıyla, geçmişte 18 milyonun üzerinde yolcu taşıma kapasitesine ulaşılmış. Bu rakam da gösteriyor ki İstanbul’da deniz taşımacılığı aslında hep önemli oldu. İstanbul Boğazı dünyanın en büyük nimetlerinden biri. Boğaz, İstanbul’umuza sadece doğal ve coğrafi güzellik katmadı, deniz ulaşımı ile de büyük değer kattı. Köprüler yapıldıktan sonra, 2000 yılına geldiğimizde dahi, şehir içi taşımacılıkta deniz ulaşımı hissedilir bir paya sahipti, yüzde 10’lar düzeyindeydi. Bugün ise oran yüzde 4’ler düzeyinde gibi çok düşük noktada. Bunun sonucu olarak da bugün, günlük ortalamada sadece 800 bin civarında hemşehrimiz deniz yolu ile ulaşımı tercih etmekte. 25 yıl bu alanda hiçbir ilerleme kat edilmediğini, aksine gerileme yaşandığını söylemek durumundayım. Şimdi biz kendimize, yeniden yüzde 10 düzeylerine çıkmayı hedef koyduk, ilerliyoruz” dedi.

deniz-calistayi-halic.jpg

“DENİZ ULAŞIMI YETERSİZ”

İstanbul’da deniz ulaşımının yeterli düzeyde kullanılmadığı vurgulayan İmamoğlu, “Bir yanda dünyanın ilk metrolarından biri olan Karaköy Tüneli bu şehirde hayata geçecek; ama diğer yandan 16 milyona ulaşan nüfusa yetecek metro ağına hala ulaşamamış olacağız. Elbette bu noktaya gelinmesinde ihmaller ve yanlış yatırımların etkisi büyük. Ama en önemlisi, eğer araçlara değil de insana öncelik verilmiş olsaydı, toplu taşımada çok daha ileri bir seviyede olurduk. Bugün hızlı, güvenilir, konforlu, ucuz ve ulaşılabilir bir toplu ulaşım sistemi kurmaya çalışıyoruz. Ulaşım projelerinin öncelikli olarak toplumun en düşük gelirli kesimlerinin koşullarını iyileştirmeye yönelik olması gerektiğine inanıyoruz. Bunun yolu da toplu taşımadan ve tüm sistemin birbiriyle entegre olmasından geçiyor. Otobüs, metro, tramvay ve deniz ulaşımı daha geniş çerçevede entegre olmak zorunda. Bunları yapmak için gereken tüm işlemleri en kısa sürede yerine getirmek durumundayız” diye konuştu.

Kanal İstanbul konusunun da tartışılması gerektiğini söyleyen İmamoğlu, “Meclis’te ‘Bir vatandaş Ekrem İmamoğlu olarak, 3 çocuk babası bir vatandaş olarak ben, bana, hiçbir şekilde Kanal İstanbul’un dayatılmasını istemiyorum, kabul etmiyorum, reddediyorum’ demiştim. Bahsettiğimiz konu, İstanbul’u tümden değiştirecek başka bir yere taşıyacak bir konu. Dolayısıyla verimliliğini, gerekliliğini İstanbulluların dolu dolu tartışması lazım. 2011 yılında bir seçim vaadi olarak ortaya atılan projenin ne tartışıldığını ne de kamuya açık konuşulduğunu gördüm. Sadece ortada bir proje var, bakın bu dayatmadır. Ben bir iş insanıyım, tahminlerim kuvvetlidir. 75 milyar olduğunu düşünmüyorum, çok daha fazladır bu yatırımlar. Ocak ayının ilk haftası Kanal İstanbul çalıştayı da yapacağız. İstanbul’a attığınız her adım iyi anılmalı. Ben İstanbul’un coğrafyasının böyle bir değişimi kaldıramayacağını düşünüyorum. Bilimsel gerekçeleri var. Tek başına 135 milyon metrekare tarım alanının yok oluşu bile gerekçedir. Marmara’nın Karadeniz’e etkisi, 8 milyon kişinin bir adada yaşaması durumu” ifadelerini kullandı.

“İSTANBUL’UN İHTİYACINA BAK!”

Kanal İstanbul ile 135 milyon metrekare tarım alanının yok olacağını söyleyen İmamoğlu, özetle şunları söyledi: “Marmara’nın Karadeniz’e etkisi var. 8 tane 300-350 metre uzunluğunda köprü ile bağlantı kuruyorsunuz. Niçin? Deniliyor ki; gemi trafiğindeki artış, teknolojik gelişmeler sonucu gemi boyutlarının büyümesi ve akaryakıt benzeri tehlikeli zehirli maddeleri taşıyan gemilerin boğazdan geçişini engellemek. Gerekçeye bakar mısınız? Yüzde 90’ı geçersiz. İstanbul Boğaz’ından geçen gemi sayısı azalmakta. Bu sudan bahaneyle 10 bin yıllık coğrafyayı böyle bir şeyle paramparça etmenin, ÇED raporunu okumadan önümüze çıkıyorlar, 1 milyon 150 bin nüfus oluşturuluyor kanalın etrafında. Hani tankerler, gemiler? Yeni bir rant projesi mi? 1,5 milyar küpe yakın hafriyat, odalara göre 2 milyar metreküp. Türkiye’de İstanbul’da boğazdaki gemi geçiş sayıları azalmakta. Tanker tehdidinden bahsediyor. Petrol boru hatlarının ne denli önemli yatırımlar yapıldığı ortada. Daha farklı yatırımlar da yapılabilir. ÇED raporuna göre okumadan önümüze çıkıyorlar. Bunu Kamu ve Şehircilik Bakanlığı söylüyor. 1 milyon 150 bin nüfus oluşturuluyor kanalın civarında. Bu yeni bir rant projesi mi? 1,5 milyar metreküpe hafriyat ile Karadeniz’de dolgu yapılacakmış. Ocak ayında projelerini göstereceğim. Önce o neydi biliyor musunuz? Marmara’da 3 ada projesiydi. Oradan çıkarılan hafriyatla Bakırköy’ün, Avcılar’ın Büyükçekmece’nin önüne 3 tane ada kurulacak. Daha ilerisini söyleyeyim mi? BİMTAŞ şirketimizde var. Projeler çalışılmış, o adaların üzerine villalar konulmuş, o villalarla yapılan projeler getirilmiş Avrupa’daki konut fuarlarında ve uluslararası konut fuarlarında tanıtılmış. Neymiş? 2-3 milyon dolara da o adalarda villa satacağız. İstanbul’un ihtiyacına bak ya. Beni bilim ile akıl ikna edecek. Beni bir kişi ikna edemez kardeşim.”

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.