Pandemide ağır yara alan havayolu şirketleri ayakta kalmak için gider azaltıcı çok ciddi tedbirler uygulamaya soktu.
Havayolu şirketleri yakıttan sonra en yüksek gider kalemi olan havalimanı masraflarından da tasarruf etmenin yollarını arıyor. Şirketler, yolcu başına ödenen servis ücretleri, konma, konaklama, yaklaşma, park, körük vb zorunlu ödemelerin faturasını indirme gayreti için harekete geçti.
İki pisti kırılarak ticari uçuşlara kapatılan Atatürk Havalimanı'nın yerine devreye sokulan İstanbul Havalimanı'nın ücret tarifesi ise açıldığı günden bu yana yerli yabancı tüm havayolu şirketlerinin şikayet konusuydu.
Pandemiyle birlikte şirketler için bu sorun hayati önem taşımaya başladı. Öyle ki uçuşların durduğu dönemde THY dahi uçakların büyük bölümünü daha ucuz olduğu için İstanbul Havalimanı'ndan kaldırıp, Atatürk Havalimanı'na park etti.
TÜM TALEPLER REDDEDİLDİ
Bu süreçte dünyanın önde gelenleri de dahil çok sayıda şirket, daha düşük maliyetli olan Sabiha Gökçen'e uçmak için Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nden (SHGM) izin istedi. Örneğin Almanya'nın bayrak taşıyıcı firması Lufthansa, İstanbul uçuşlarının yüzde 50'sini Sabiha Gökçen'den yapmak istedi. Ama bu taleplerin tamamı Ulaştırma Bakanlığı talimatıyla reddedildi.
Son iki haftada özellikle Rusya ve Ukrayna'dan tarifeli ve charter sefer yapmak isteyen havayolu şirketlerinin yaklaşık 50 uçuşuna da Ulaştırma Bakanlığı talimatıyla SHGM tarafından olumsuz yanıt verildiği belirtiliyor.
“KAPASİTE BAHANESİ PANDEMİDE ORTADAN KALKTI”
SHGM, Şubat ayında yaptığı yazılı açıklamada “Devam eden yatırımlar ve kapasite sıkıntısı” nedeniyle Sabiha Gökçen'e yeni uçuş izni verilmeyeceği açıklaması sektörü yakından takip edenler tarafından İstanbul Havalimanı'nın desteklenmesi olarak algılanmıştı.
SHGM Eski Genel Müdür Yardımcısı Oktay Erdağı, İstanbul Havalimanı'nın masraflar açısından havayolu şirketlerinin en zorlandığı meydan olduğunu kaydederek, “Pandemi nedeniyle uçuşlarda yaşanan büyük düşüş Sabiha Gökçen'deki kapasite bahanesini zaten ortadan kaldırdı” diye konuştu.
Erdağı şöyle devam etti: “Ulaştırma Bakanlığı'nın birden çok havalimanı olan şehirlerde uçak trafiğini her zaman düzenleme yetkisi var. Bu havacılığın sağlıklı büyümesi ve trafiğin havalimanları arasında dengeli dağıtılması anlamında doğrudur da… Ancak tarihinin en ağır krizini yaşayan ve birçok şirketin batmasına neden olan pandemi sürecinde dahi Sabiha Gökçen'i kısıtlanmaya devam etmesi ve bu nedenle uluslararası şirketleri kaçırması kabul edilebilir değildir. Bu uygulama ile ülke havacılığına zarar verilmektedir. Sonuçta kaybeden Türkiye oluyor. Şu anda tüm dünya ülke hava sahasını ve havalimanlarını bir uçak daha fazla kullanması için yoğun çaba harcıyor. İstanbul Havalimanı'nı işleten İGA desteklenecek diye alınan bu karardan vazgeçilmelidir.”
YÜZDE 50'YE VARAN FARK VAR
Bir havayolu şirketi her uluslararası yolcusu için İGA'nın işlettiği İstanbul Havalimanı'nda tam 20 Euro yolcu servis ücreti ödüyor. Bu rakam Sabiha Gökçen Havalimanı'nda 15 Euro. Havayolu şirketleri, İstanbul Havalimanı'nda otopark fiyatlarından, körüklere kadar çok sayıda kalemde yüzde 30'dan yüzde 50'lere kadar daha yüksek para ödemek zorunda kalıyor.