Milli gemilerin denizaltı, torpido ve diğer sualtı hedef/tehditlerini tespit ve takip etmesi için çok daha üstün özelliklere sahip yeni bir sonar sistemi geliştirildi.
MİLGEM’lerde başarıyla görev yapan Yakamos Karinaya Monteli Sonar Sistemi’ni üreten Meteksan Savunma, MİLGEM gemilerinin devamı ve İ-Sınıfı fırkateynler için ortaya koyduğu Yakamos 2020 ile bu alandaki iddiasını büyüttü.
Meteksan Savunma Genel Müdürü Selçuk Kerem Alparslan, şirket olarak 2009’da Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından Sualtı Akustiği Mükemmeliyet Merkezi olarak görevlendirildiklerini söyledi.
Bu kapsamda ilk olarak bir deniz altı savunma harbi korvet gemisi olan MİLGEM’in, araştırma kurumları tarafından geliştirilen milli sonarını sanayileştirme görevinin verildiğini anlatan Alparslan, şunları kaydetti:
“Milli sonar sistemi, Deniz Kuvvetleri Araştırma Merkez Komutanlığı ve TÜBİTAK tarafından tasarlanmış çok yenilikçi, özgün, milli bir sistemdir. Bu sistemin bir ürün olması için, diğer korvet ve fırkateyn gemilerimize uyarlanması ve dünyaya pazarlanması amacıyla Meteksan Savunma görevlendirildi. O tarihten itibaren mühendislik ve teknoloji yatırımları yaptık, gereken birikimleri sağladık ve malzemesinden yazılımına kadar sisteme hakim olarak Ar-Ge’si yapılmış bu sistemi sanayileştirdik.
Sanayileştirme aslında basit bir kelime gibi ama arkası çok derin. Çünkü geliştirilmiş, Ar-Ge’si yapılmış bir sistemi üretebilmek öncelikle üretilebilir şekilde tasarımlarını geliştirmenizi, yenilemenizi gerektiriyor. Ayrıca dışa bağımlı parçaları bir şekilde çözmeniz lazım. Su altındaki sensörlerin içerisinde çok özel seramik sensörler var. Bunları tasarladık, geliştirdik, ürettik ve doğruladık. Bunlara sistemin içerisinde yer verdik. Sonra elektronik bütün tasarımları aldık bunları üretilebilir hale getirdik, tasarımlarını yeniledik. Bunun içerisinde yazılımlar var. Bu yazılımlar algoritma yazılımları, bu sistemin beyni. Algoritma yazılımlarını olduğu gibi taşıdık, idame edilebilir şekilde sistemin içerisine yükledik ve “milli sonar” diye bilinen MİLGEM sonarını Yakamos’u ortaya çıkardık.”
YAKAMOS 2020, BASAMAK ATLATACAK
Sistemin bugüne kadar Adriyatik’ten Kızıl Deniz’e, Hint Okyanusu’ndan Atlas Okyanusu’na birçok denizde yüzdüğünü ve doğrulandığını vurgulayan Alparslan, zamanla olgunlaşan yapının kendini ispatladığını söyledi.
Bu noktaya dünyada erişen çok az ülke olduğuna işaret eden Alparslan, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bayrağı bir misyon çerçevesinde aldık ve götürüyoruz. Daha ilk günden itibaren şunu planladık; bu tek başına münferit bir ürün olamaz. Bunun bir ürün hattı olması lazım ki ancak bu sayede dünyada rekabet edin, ihracata yönelin. Bu yüzden derhal diğer versiyonlarını planlamıştık. Şu aşamada MİLGEM 2 ve 3’üncü geminin teslimatlarını yaptık, 4’üncü gemi Kınalıada’nın da fabrika kabul testlerini tamamladık. Bundan sonra bir basamak atlatmak üzere planlarımızı zaten bir süre önce devreye almıştık, onları çok hızlı ilerletiyoruz. Öz kaynaklarımızla yatırım yaparak milli sonar Yakamos’un yeni versiyonunu hazırlıyoruz. Buna Yakamos 2020 diyoruz.”
İHRACATTA DA MEYVELERİ TOPLANACAK
Yakamos 2020’nin özellikleri hakkında bilgi veren Alparslan, ürünün önceki olgunlaşmış algoritma yazılımlarını taşıdığını ve bunların daha da optimize edildiğini belirtti.
Alpaslan, donanım ve sensör mimarilerini daha yenilikçi teknolojilerle modernize ettiklerini belirterek, şöyle konuştu:
“30 yıllık bir ömür devri yönetimini düşünerek hareket ettik. O yüzden bütün donanım parçaları, elektronik devreleri için geliştirdiğimiz ve teslim etmekte olduğumuz diğer sonar sitemleriyle ortaklaşa mimariler düşündük. Bu kullanıcıya idame edilebilirlik, bakım onarımda maliyet avantajları getiriyor. Bunun yanında bazı parametreleri optimize ettik. Sensörlerin duyarlılığını, güç kartlarının verimini artırdık. Bu sayede daha uzak menzillerden tespit ve takip yapabiliyoruz. Sistemi daha modern, idame edilebilir, yenilikçi ve rekabetçi hale getirdik. Bu sayede dünyada diğer ülkelerin karinaya monte sonarlarıyla rekabet edebilir bir ürün ortaya koyduk. İhracatta da bunun başarısının meyvelerini yemekte olduğumuzun müjdelerini de verebilirim.”
“TALEP İÇİN BÜYÜK BİR POTANSİYEL VAR”
Alparslan, Yakamos 2020’yi talep olmaksızın, olası ihtiyaçları dikkate alarak kendi inisiyatifleriyle hayata geçirdiklerini söyledi.
Deniz Kuvvetlerinin ihtiyacını en üst seviyede karşılamayı hedeflediklerini vurgulayan Alparslan, “Bir sonraki adım İ sınıfı fırkateynler. İ sınıfı firkateynlere daha yenilikçi, modern bir sistem hazırlamayı, paralelde de dünyada rekabet etmek istiyorsanız teknolojiyi yakalamanız hatta ileriye götürmeniz lazım.” dedi.
Alparslan, savunma harcamalarının dünyada sürekli arttığına işaret ederek, sonar sistemlerinin pazar potansiyeline yönelik şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ülkeler arası politik, diplomatik çatışmalar ortada. Her an Doğu Akdeniz’de, Karadeniz’de, Asya’da yaşanan olaylar dikkate alındığında sürekli gelişen bir potansiyel var. Burada dünyanın bazı dev ülkeleri var. Biz de kendi gemimizi yapmak ve bunu kendi teknolojilerimizle, dışa bağımlı olmadan donatmak vizyonunda bir ülkeyiz. Buradan hareketle aslında büyük bir potansiyel olduğunu analiz edebiliyoruz. Bunun ilk örneğini Pakistan’da verdik. MİLGEM’i Pakistan’a ihraç etme noktasındayız. Bunun sonarı da “milli sonar” yani Yakamos olacak. Orada da Yakamos’un teknolojisini yenilenmiş olarak daha idame edilebilir olarak sağlayacağız. Buradan da başka potansiyel ihracat hedeflerine gideceğimizi düşünüyorum.”
IDEF’TE ARENAYA ÇIKACAK
İstanbul’da Nisan ayında başlayacak Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı’nda (IDEF) Yakamos 2020’yi ilk kez sergileyeceklerini bildiren Alparslan, “Fark yaratan unsurlarını anlatacağız ve orada hem kullanıcımız hem de diğer uluslararası paydaşlar ve rakipler karşısında sistemi arenaya çıkartmış olacağız. Biz de çok heyecanlıyız. Sonuçta bu karinaya monteli oldukça büyük denizaltında birimi olan bir ürün. Bunun belli ölçekli yapılarını orada sergileyeceğiz.” dedi.