Küresel ekonomideki dalgalanmalar ve enerji maliyetlerindeki artış, navlun fiyatlarına da yansıyor. Bu durum, ihracatçı ve ithalatçı firmaların yaptığı lojistik kontratların akıbetini de yakından ilgilendiriyor. Firmaların, özellikle kontratları yenileme dönemlerinde birçok hususa dikkat etmesi gerekiyor.
Boltas İcra Kuru Üyesi ve Satış & Pazarlama Direktörü Müge Karahan, firmaların lojistik partnerlerini belirlerken hizmet kalitesi, müşteri odaklı çözümler, gerçek zamanlı izleme, akıllı depolama, sınırda karbon düzenlemesi ve çevre hassasiyeti gibi pek çok hususu göz önünde bulundurmaları gerektiğine dikkati çekti.
Doğru kontratların ihracatçı ve ithalatçı firmalar için lojistikte riski en aza indirdiğini belirten Karahan, aksi durumun tedarik zincirinde açığa sebep olabileceğini dile getirdi. Karahan, şunları kaydetti:
“Global anlamda hâkim olan belirsizlik iklimi, piyasada ciddi bir öngörü sorunu da yaşatıyor. Bu durum kontratların daha dikkatli şekilde değerlendirilip şekillendirilmesini gerektiriyor. Fiyatı düşük olduğu için cazip görünen anlaşmalar, değişen koşullar sebebiyle taahhütlerin yerine getirilememesiyle sonuçlanabiliyor. Lojistik kontratlarında düşük fiyatlamalar yapılabilir ancak gelecekteki kur değişimlerini de göz önünde bulundurarak riskleri değerlendirmek önemlidir. Bu, spotta kalmayı planlayan ihracatçılar için de geçerlidir çünkü rüzgâr, beklentinin aksine de yön değiştirebilir.”
Otomasyon ve veri analitiği, lojistiğin çehresini değiştirdi
Otomasyon ve veri analitiği gibi inovasyonların lojistiğin çehresini değiştirdiğine dikkati çeken Karahan, “Taşıma rotalarını iyi analiz etmek zaman ve maliyetten tasarruf anlamına geliyor. Kriz yönetimi deneyimi de yine lojistik firma tercihlerinde önemli bir kriter. Lojistik firmaları, mevzuat değişikliklerini takip etme yeteneğine sahip olmalı, sigortalamalar konusunda müşterinin menfaatlerini de gözetmeli.” diye konuştu.
Karahan, kontratlarını yenileyecek firmaların, lojistik partner seçiminde maliyetler kadar vaatleri yerine getirebilme kapasitelerini de sorgulanması gerektiğini vurgulayarak, uyarılarını şöyle sıraladı:
“Bu yalnızca ekipman kapasitesi anlamında değil, şirketin sektörel birikim ve tecrübesiyle de ilgili. Lojistik partnerlerin geçmiş performanslarına dikkat edilmeli. Planlama yaparken lojistik tarafının çözüm odaklı olması, alternatif planlar sunabilme kabiliyeti göz önünde tutulmalı. Günümüz şartlarında uzun vadeli planlama yapmak zor olsa da her koşula karşın A, B ve C planları olan lojistik firmaları bir adım öne çıkıyor.