MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. Kamyon Satış Direktörü Serkan Sara şirketin Türkiye pazarındaki faaliyetleri ve yatırımları hakkında Dünya’nın sorularını yanıtladı.
Tüm dünyada, Avrupa’da ve Türkiye’de hem kamyon hem çekici hem otobüs alanında sürücü sorunu yaşanıyor. MAN olarak, bu konudaki değerlendirmelerinizi öğrenebilir miyiz?
Ağır ticari araçlara olan talebin artmasıyla yeterli sayı ve kalifiyede sürücü bulma konusu da ayrı bir başlık olarak gündeme gelmiş durumda. MAN olarak, biz bu sorunun kalifiye tarafına daha çok odaklanmış durumdayız. Üstün nitelikleri ve teknolojik altyapısıyla müşterilerimize mükemmel bir ürün sunuyoruz.
İş ortaklarımızın bu üründen maksimum faydayı sağlayabilmeleri için de sürücüleri geniş kapsamlı bir eğitim sürecine tabi tutuyoruz. Almanya Merkezimiz tarafından sertifikalandırılmış ProfiDrive Eğitmenlerimiz; teslimatı yapılan araçların işletmeler tarafından en faydalı ve verimli şekilde kullanılmasını sağlamanın yanında, sürücülerin en güvenli, konforlu ve keyifli sürüş deneyimi yaşamaları için eğitimler düzenliyorlar.
Kamyon denince ilk akla gelen markayız
Türkiye pazarında MAN’ın uzun, orta ve kısa vadede pazar performansı ve pazar payı nasıl bir grafik izliyor?
MAN; Türkiye’de kamyon denilince ilk akla gelen marka olmuş durumda. Yıllar içerisinde özellikle en zorlu inşaat sahalarında gücü ve kalitesiyle kendini ispatlamış, en ağır işlerin altından bile başarılı sonuçlar elde etmiş bir markadır. İnşaat kamyonları segmentinde sahip olduğumuz pazardaki güçlü konumumuza ilaveten çekici araçlarımız ile de lojistik sektöründe çok önemli bir pozisyonda bulunuyoruz.
Gerek uluslararası gerekse de yurt içi lojistik yapan Türkiye’nin en güzide firmalarının çok uzun süredir çözüm ve iş ortağı olmaktan mutluluk duyuyoruz. Özellikle son yıllardaki veriler dikkate alındığında İthal Araçlar kategorisinde lider konumdayız.
MAN’ın Türkiye yatırımları hakkında son 10 yıllık perspektiften bakıldığında nasıl bir tablo görünüyor?
1966 yılında MAN Almanya dışındaki ilk üretim tesisini Türkiye’de açarak, Türkiye pazarına ve sanayisine duyduğu güveni gösterdi. 1984 yılında Ankara’daki mevcut fabrikamıza taşınan üretim hatları giderek büyüdü ve globalde çok önemli bir üretim üssü haline geldi. Otobüs üretimi açısından dünyada sayılı tesisler arasında olan Ankara Fabrika sahamıza ilaveten dev bir bütçe ile yeni ArGe ve Test Merkezi Yatırımımız da final aşamasına gelmiş durumda.
Bölgemizin en önemli Test ve Ar-Ge merkezlerinden biri olacak bu yeni teknolojik üssümüzü, çok kısa sürede tamamlayarak hizmete almayı planlıyoruz. Otobüs Test ve Geliştirme Merkezi ile birlikte MAN; Türkiye’deki faaliyetlerine üretim, satış ve satış sonrası hizmetlerin yanına, üçüncü ve çok önemli bir başlık daha eklemiş olacak. Tüm bu yatırımlar ile pazarda en çok tercih edilen ithal marka pozisyonumuzu korumak, payımızı artırmak, her geçen yıl rekor kırdığımız müşteri memnuniyet skorumuzu her zaman en üst seviyede tutmayı hedefliyoruz.
Türkiye stratejik öneme sahip Pazar
Türkiye globalde MAN’ın büyüme stratejisinde nerde duruyor? Türkiye pazarında itici güç hangi segmentten geliyor?
Türkiye, MAN açısından stratejik öneme sahip bir pazar konumunda bulunuyor. MAN, 60 yıla yakın bir süredir üretici kimliği ile bulunduğu bu pazarda önemli bir aktör olarak kalmayı istiyor. Bu bağlamda gerek araçlarımızın göstermiş olduğu başarılı iş sonuçları gerekse satış ve satış sonrası birimlerimizin ortaya koyduğu yüksek performans ile son 3 yıldır üst üste ‘Yılın Pazarı Ödülü’nü Türkiye’ye getirmiş olmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Pandemi ile birlikte artan talep, farklılaşan ihtiyaçlar, değişen öncelikler lojistik sektörünü ön plana çıkartırken, çekici araç satışları da bu alanda itici gücümüz oldu.
2022 performansı ve 2023 hedefi konusunda neler söyleyebilirsiniz?
MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. olarak 2022 yılını, toplamda 2197 adet kamyon/çekici satış ile kapatmıştık. 2023 yılında hedefimiz bu sayının üzerine çıkmak. Küresel bazdaki tedarik ve üretim kısıtlarına rağmen 2023’ü, geçen yılın üzerinde bir satış adeti ile tamamlamayı planlıyoruz.
Deprem bölgesini unutmadık
Derem sonrasında kentlerin yeniden inşası sürecinde MAN’ın sahadaki konumu hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Türkiye maalesef 6 Şubat’ta 100 yılın en büyük deprem felaketini yaşadı. Biz de depremin ilk gününden itibaren ilgili kurum ve kuruluşların koordinesinde bölgeye yönelik ayni ve nakdi desteklerde bulunduk. Ayrıca MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş., en fazla hasar gören 5 ilin belediyesine, 5 adet yangın söndürme ve arama-kurtarma çalışmaları için özel donanımlı itfaiye aracı hibe etti. Diğer ekipmanların alımında kullanılmak üzere 1 milyon euro bağışta bulundu. Depremden zarar gören illerin yeniden imarı ile ilgili geniş kapsamlı çalışmalar başlatıldı.
Elektrikli aracımızı Türkiye’ye getireceğiz
MAN’ın globalde ve Türkiye’de sürdürülebilirlik performansı ve hedeflerini aktarabilir misiniz?
MAN Türkiye olarak, ‘Yaşam Boyu İş Ortağı’ olarak gördüğümüz müşterilerimiz için farklı bir bakış açısı geliştirmeye çalışıyoruz. Uzatılmış Garanti ve Bakım Paketleri ile satış sonrasında da iş ortaklarımız ile güçlü bir bağ kurarak, önleyici bakımlar planlayarak, araçların ‘Optimum Emre Amadelik’ ilkemiz doğrultusunda en verimli şekilde uzun soluklu çalışmalarını sağlamaya gayret ediyoruz.
Globalde de teknolojik altyapımıza yatırım yapıyor, elektrikli araç üretimi konusunda bizi rakiplerimizden ayrıştıracak çözümler üzerinde çalışıyoruz. 2022 yılında Almanya’da düzenlenen IAA Fuarı’nda ilk elektrikli aracımızı tanıtımını gerçekleştirdik. Bu yaptığımız tanıtım büyük ilgi gördü. 2024 yılında ise, seri üretimine başlanacak aracımızı mümkün olan en kısa sürede Türkiye’ye getirerek, satışa sunmayı arzuladığımızı belirtmek isteriz.
KAYNAK : DÜNYA GAZETESİ