Ufuk Teker, denizde yatırım yapabilmek için sigortanın olmazsa olmaz olduğunu, denizde sigortalılık oranının hem gövde hem de sorumluluk sigortaları olarak dünya genelinde yüzde 100’e vardığını, Türkiye’de ise bu konuda gidilecek daha çok yol olduğunu söyledi. Marinaların sigortanın şartı olduğunu ifade eden Teker, “Özel amaçlı teknelerin makul uygun marinalarda barınması lazım. Marinalar hem gözetimi hem güvenliği sağlıyor. Bu yüzden sigortacıların ön şartıdır, marinalar” dedi.
Sigortasız sefere çıkmak doğru değil
Ufuk Teker, yatlarda sigorta konusunda gönüllü zorunluluk olduğuna dikkat çekerek, “Sorumluluk sigortası da zorunlu değil. Özel amaçlı teknelerde değil ama personelli teknelerde sigorta olmazsa olmaz. Yani tekne sahiplerinin sorumluluk sigortası olmadan sefere çıkmamaları gerekiyor. Çünkü mega yatlarda, süper yatlarda en ufak bir kontak hasarları bile on binlerce dolarlık maliyetler yaratıyor. Yıldırım sebebiyle elektronik teçhizatında oluşan hasarlar 100 bin Euro’yu bulacak maliyetler oluşuyor. O yüzden sigortasız zaten sefere çıkmak doğru değil” şeklinde konuştu.
Yatırımlar desteklenmeli
Ufuk Teker, fahiş marina ücretleri ve marina alanı bulunmamasının Türkiye’nin ciddi sorunu haline geldiğini vurgulayarak, “Oysa bir taraftan da marina yatırımcısı var. Marina yatırımcısının olduğu bir ortamda marina yatırımı yapılmaması tabii ki planlama konusunda bir zafiyet gösteriyor. Hepimizin ana amacı Türkiye’nin denizcileşmesi. Bu anlamda uzamaya çalışan bir kolumuzu kesmememiz lazım. Hem amatör denizcilik anlamında hem de deniz turizm anlamında Akdeniz’in doğusu ve Ege kıyıları, dünyada emsali olmayan kıyılar, gerçekten çok kıymetli. Gözünün içine bakmamız lazım ama uzamaya çalışırken de güdük bırakmayıp uygun şekilde ve planlı geliştirmemiz gerekiyor. Bu konuda yatırımcıların desteklenmesi yönünde görüşüm olduğunu söyleyebilirim” dedi.
En büyük sorun marina eksikliği
Murat Bekiroğlu, personelli olan büyük teknelerde Türk P&I’ın can simidi olduğunu belirterek, “Daha önce bunları yurtdışından çok yüksek maliyetlere yaptırmak durumunda kalıyorduk. Dolayısıyla Türk P&I’ın burada gerçekten sektöre büyük bir desteği, hizmeti oldu” dedi.
Murat Bekiroğlu, denizciliğin gelişememesinin önündeki en büyük engelin marina kapasitelerinin yetersizliği olduğuna dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Şu an bütün marinalar, bırakın marinaları, balıkçı barınakları, dere ağızları tamamen dolmuş durumda. Devlet yetkililerimizin bizim önümüzü açması lazım. Ortalama 26 bin bağlama kapasitesi var Türkiye’de. Bugün Fransa’da 250 bin, İtalya’da 200 yüz binin üzerinde. Bütün Avrupa ülkelerinde 300 yüz bin bandında bağlama kapasiteleri varken biz de 26-30 bin bağlama kapasitesi var. İzin süreçleri çok uzun. Yap, işlet devret olabilir, özel yatırımcılar olabilir ya da atıl durumdaki balıkçı barınakları çok hızlı bir şekilde çok lüks olmayan marina yerlerine dönüştürülebilir. Şu anda turist geliyor, birkaç hafta bizim koylarımızı geziyor, gidiyor. Çünkü teknesini bağlayacak yer yok. Şu anda kapasite sorunumuz olduğu için ve marina fiyatlarımız maalesef Avrupa’nın en pahalı marinaları olduğu için yabancı turist gelmiyor.”